türkiye’de kumar yargı yetkisi kimde 7


Türk Doktrini ve Yargı Kararlarında Borçlunun Zararına Hareket Şahin Hukuk Bürosu

Belirttiğimiz bu esaslar çerçevesinde, CMK’nin 250. Fıkrası; mahkemenin seri muhakeme kapsamında ve Cumhuriyet savcısının talebi doğrultusunda kuracağı ‘hükme’ karşı da ‘itiraz’ kanun yoluna başvurulması öngörülmüştür. Her şeyden önce yukarıda incelediğimiz ‘itiraz müessesesi’ne başvurunun en beliğin şartı, “hâkim veya mahkeme tarafından verilmiş ‘hüküm’ dışında bir karar”ın bulunmasıdır. Yani son karara (hükme) karşı itiraz kanun yoluna başvurulması, bu kanun yolunun amacına aykırıdır. Hükme karşı ancak istinaf ve temyiz kanun yoluna başvurulabilmektedir. Unutmamak gerekir ki; mahkeme, seri muhakeme usulü uygulanmasında son aşamaya gelindiğinde -şekli/usuli de olsa- sanık hakkında bir hüküm tesis ederek süreci sonlandırmaktadır.

Cezaların tanımından sonra, belediyelerin cezalandırma yetkisi ve ceza türleri önce Kabahatler Kanunundan önceki haliyle sonra da Kabahatler Kanunundan sonraki haliyle ortaya konulacaktır. Bu aşamada esas inceleme konusu gereği, Kabahatler Kanunundaki sırayla, belediyelerin yetkili olduğu cezalarda ayrıntıya girilerek, diğer cezalar ise genel olarak tahlil edilecektir. [38]   AsCK’da halen ölüm cezası içeren hükümler bulunmakla birlikte, ölüm cezası, 2004 tarihli 5170 SK’la Anayasa’nın 38. Maddesinde yapılan değişiklik sonucu tamamen kaldırıldığından uygulama kabiliyeti kalmamıştır. Kanun bazen idari işlemin sebebini açıkça göstermiş olabilir. Bu takdirde yapılan işlemin kanunda belirtilen sebebe dayanması ve kararda açıkça gösterilmesi gerekir. Kimi durumlarda ise, hukuk kuralları sebep de dahil, işlemin tüm unsurlarını belirlemiş ve bu hususta hareket serbestisi tanımamış olabilir.[887] “Bağlı yetki” denen bu gibi ve işlemin sebebinin açıkça gösterildiği hâllerde, bu gereğe uyulmaması işlemi sebep yönünden sakatlar. AYİM kararlarında yetki gasbı, fonksiyon gasbı ve kanuna ve hukuka açık aykırılık halleri genel olarak yokluk sebebi sayılmaktadır[844]. Bazı kararlarda ise yetki gasbının yanında, yetki tecavüzlerinin de yokluk sebebi olduğu belirtilmiştir[845].

  • [125] Cahit Çulha, Askerlikte Disiplin Kabahatleri, Cezaları ve Alay Askeri Mahkemelerinin Bakacağı Suçların Hukuki İzahı, İstanbul 1946, s.39.
  • Fıkrasında yer alan şartların tam olması üzerine, maddi gerçeğe ilişkin bir inceleme yapmadan (örneğin; delil toplamadan, tanık dinlemeden, keşif yapmadan) sadece işlenen fiilin, maddenin 1.fıkrasında belirtilen suçlardan olup olmadığını incelemesiyle yetinmesi, Anayasa’nın 9.

Örneğin Mahkemenin kalem personelini bir günde tayin edip mahkemeyi işlemez hale getirebilir. Yine Mahkemenin kendine ait bütçesi olmadığı için bütün harcamaları MSB Müsteşarı tarafından gerçekleştirilmektedir. Mahkeme önünde görülen davaların çok büyük oranda davalı tarafının MSB.lığı olduğu düşünüldüğünde bu görünüm ve organik bağ davacılarda endişe  yaratabilir. AİHM’de görülen davalarda bu durum tartışılmamıştır. Yeni bir başvuruda bu organik bağ ileri sürüldüğü takdirde AYİM’nin objektif tarafsızlığının olmadığı yönünde karar verilme ihtimali yüksektir. AYİM’in  kararları  (dairelerin  ve  daireler  kurulunun)  kesparibahis  ve  kesin  hükmün  bütün  sonuçlarını  doğurur. Bu  kararlar  aleyhine  ancak  kararın  düzeltilmesi (m.66)  ve  yargılamanın  iadesi (m.64-65)  yollarına  başvurulabilir(m.63/1). Yargılamanın iadesi ve kararın düzeltilmesi istekleri, esas kararı vermiş olan Dairede veya Daireler Kurulunda karara bağlanır(m.67/1). AİHM  mahkemede olması gereken diğer bir nitelik olan tarafsızlık kavramını objektif ve sübjektif olmak üzere iki ayrı açıdan ele almaktadır. Sübjektif tarafsızlık, mahkeme üyesi hâkimin kişisel tarafsızlığını ifade eder ve aksi sabit oluncaya kadar var sayılır. Objektif tarafsızlık ise kurum olarak mahkemenin kişide bıraktığı izlenim yani hak arayanlara güven veren tarafsız bir görünüme sahip bulunmasıdır. Bunun değer­lendirilmesi organik (mahkemenin kuruluş şekli) ve fonksiyonel (görevin yerine getirilme tarzı) yönlerden yapılmaktadır[663].

Verilen emrin yerine getirilmesinden dolayı sorumluluk emri verene aittir. Maddesine göre de, ast verilen emrin sınırlarını aşmadıkça veya suç amacı taşıdığını bilmediği sürece kanuna aykırı emirden dolayı sorumlu tutulamaz[501]. Ast açıkça suç teşkil etmeyen emri kanuna aykırı dahi olsa yerine getirmek mecburiyetindedir. Bu emir yaşam hakkın sona erdirecek bir eylemi gerektirse dahi sorumluluk emri yerine getirene değil emri verene ait olacaktır. Askerliğin, temel hak ve hürriyetleri sınırlayabileceği bir durum da Anayasa’nın 137.maddesindeki kanunsuz emir hâlidir. Ancak askerî hizmetlerin görülmesi bakımından kanunla buna istisnalar getirilebilir. 1632 sayılı Kanun’un 47.maddesine göre de, ast verilen emrin sınırlarını aşmadıkça veya suç amacı taşığını bilmediği sürece kanuna aykırı emirden dolayı sorumlu tutulamaz[495]. Maddesiyle “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.” hükmüne yer verilerek, öncelikle hukuk devleti gereklerine İdare’nin uyması sağlanmak istenmiştir. İdare’nin AİHS’de korunan haklara ilişkin işlem ve eylemleri ise, prensip olarak, iç hukuk yollarının bulunması ve işletilmeye müsait olması hallerinde bu yolların tüketilmesinden sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuruda bulunulabilir.

Yukarıda açıklandığı üzere Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin de oyçokluğuyla benimsediği görüş olan oda hapsi disiplin cezası ile ilgili normlar çatışmasının Anayasa – Sözleşme çatışması olduğu kabul edildiğinde, 5170 sayılı Kanunla Anayasanın 90. Maddesinde yapılan değişiklikten sonra dahi disiplin amirlerince idari kararla oda hapsi disiplin cezası verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Beş astsubay komisyona yaptıkları başvuruda kendilerine verilen ve özgürlüklerini kısıtlayan söz konusu yaptırımların sözleşmenin 5 . [48]   Bilgin, s.51-52;  Koçyiğit ; AsCK’nun 136/1-C. Maddesinin askeri kabahat olduğunu belirtmekte, 477 SK’nın 56. Maddesinin nöbet yerini terk ve başka surette nöbet talimatına aykırı hareket edenlerin bu fiillerinden dolayı hizmet aksamış veya maddi zarar doğmamışsa uygulanacağını, hizmet aksamış veya maddi zarar doğmuş ise AsCK’nun 136/1-C. Maddesinin uygulanması gerektiğini, ancak AsCK’nun 136/1-C.

Maddeyle, disiplin cezalarını vermeye yetkili olan makam ve kurullar cezaların ağırlık derecesi esas alınarak, disiplin amirleri, atamaya yetkili amirler ve yüksek disiplin kurulu şeklinde belirtilmiştir[359]. Türk Silahlı Kuvvetleri, sayısal mevcudu itibariyle NATO ülkeleri içerisinde ikinci büyük ordudur. Her Türk erkeğinin de askerlik hizmeti yaptığı dikkate alındığında,  “askerliğin” Türk sosyal hayatındaki ağırlığı ve önemi yadsınamaz. Ancak buna rağmen, devlet memurlarının, emniyet görevlilerinin disiplin işlemleriyle ilgili pek çok çalışma yapılmış, askeri disiplin hukuku ile ilgili pek az sayıda çalışma yapılmıştır. Özellikle Anayasanın 90.maddesinde yapılan değişiklik sonrası AİHS’nin, iç hukukumuzda kanunların üstünde bir yer edinmesi, askeri disiplin hukukunun ve yargısal denetiminin, bu çerçevede yeniden değerlendirilmesini gerekli kılmıştır.

()


Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir